TR | EN
Prof. Dr. Murat TÜRKEŞ
 
 
Dünya’da ve Türkiye’de Gözlenen ve Beklenen İklim Değişiklikleri ve Coğrafyacılar
Prof. Dr. Murat TÜRKEŞ
 
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Fizik Bölümü Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi
    Yerküre iklimi, 4.6 milyar yıllık uzun jeolojik geçmişinde olduğu gibi tüm alan ve zaman ölçeklerinde değişmesini sürdürüyor. Ancak bu kez, üzerinde ciddi biçimde konuşup, öteki bilimsel disiplinlerin yanı sıra Coğrafyacıların da çok ciddi, kapsamlı bilimsel ve teknik çalışmalar yapıp, sonuçlarını ve etkilerini tartışıp ona karşı kalıcı çözümler bulmamız gereken başka bir gerçek var karşımızda. Başka sözlerle, çoğu onlarca yıllardan milyonlara yıla değişen uzun zaman ölçeklerinde gerçekleşen doğal iklim değişiklik ve değişkenliklerinden farklı olarak, sanayi devriminde başlayan ve 20. Yüzyılın son çeyreğinde ivme kazanan ve günümüzde tüm boyutlarıyla sonuç ve etkileri gözlenen doğal sera etkisini kuvvetlendiren insan kaynaklı bir iklim değişikliği ile karşı karşıyayız bugün. Özellikle, fosil yakıtların kullanımı, sanayi süreçleri, arazi kullanımı değişiklikleri, ulaştırma, kentleşme, ormanların yok edilmesi, tarım, vb. sektör ve insan kaynaklı süreçlerden kaynaklanan sera gazı salımlarındaki artışlar ve bunların yeniden 2000’li yıllardaki düzeylerine çekilmesi, konunun odak noktasını oluşturmaktadır. İklim, çevre ve ekolojik koşullar ya da niteliklerinde gözlenen bu değişiklikler, Yerküre üzerindeki tüm yaşam koşullarını ve niteliklerini önemli düzeyde bozmakta ve yaşam üzerinde geri dönülmesi olanaksız etkiler ve yıkımlar oluşturmaktadır. Bu yüzden, tüm politik ve diplomatik tartışmaların ötesinde ve onlardan bağımsız olarak, insan toplumlarının, ekosistemler ve yaşam birlikleri ile tüm biyolojik çeşitliliğin bugünkü ve gelecek kuşakları ve durumları için küresel iklim sistemini korunmalı; insanın iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini giderecek tüm önlemleri ve çabaları hiç zaman kaybetmeksin (gerçekte çok zaman kaybı var, en azından 1990larda yapılması gerekenler, 2020lerde de yapılmayacak gibi görünüyor; örneğin, Paris Antlaşması kuralları, niyet beyanlarının uygulanma şansı, vb.) hemen şimdi hayata geçirmeliyiz.
    Yalnızca değişen iklimi değil, değişen Yerküre’yi ve bu değişmelerin nedenleri, alansal ve zamansal dağılış ve değişim desenleri, sonuçları ve etkilerini de en iyi anlayan, denetim düzenekleri ve süreçlerini tanımlayıp açıklayabilen bilimlerin başında geliyor Coğrafya. Kuşkusuz bu değerlendirme ya da varsayımın, ülkeden ülkeye, akademiden akademiye ya da kurumdan kuruma değiştiği gibi, bu bilimin örneğin bir ülkedeki (ör. Türkiye ya da İngiltere ya da Almanya’daki) akademik ve kamusal alanlarında hangi düzeyde yapıldığı ya da uygulandığı ve algılanışı vb. gibi birçok etmenin de bir fonksiyonu (işlevi) olduğu unutulmamalıdır. İklim eğitim ve öğretimi açısından bugün genel olarak kabul gören bilimsel disiplin gruplandırmalarına göre, Coğrafya, iklim değişikliği konusuna (sorunsalı ve/ya da olgusuna), Fiziki Coğrafya ile doğa bilimleri ve doğal sistemler, Beşerî Coğrafya ile insan bilimleri ve insan sistemleri içine sokulmaktadır.
    Geçmişte oldu gibi, iklim değişikliğinin biyomlar ya da biyotoplar ve onların içerdiği ekosistemler, yaşam ortamları ve yaşam birlikleri, genel olarak biyoçeşitlilik ve tür dağılışları, türlerin bolluğu ve ekolojik etkileşimleri üzerindeki önemli etkileri ya da tehditleri ve bunların iklim değişikliğine vereceği yanıtlar farklılık gösterecektir. Yeryüzü ölçeğinde, örneğin bir iklim bölgesi ya da biyomda ya da biyom parçasında, coğrafi bölge, bölüm ya da yörede ya da bir su havzasında söz konusu etkiler ve verilecek olan uyum, göç ya da istilacı türler vb. gibi ekolojik/biyotik yanıtlar, iklim ve iklim değişikliğinin alansal olarak türdeş olmama (heterojenlik) niteliği nedeniyle kısmen yumuşayabilecek ve giderilebilecektir. Bu yüzden, iklim değişikliğin coğrafyası, özellikle biyocoğrafyasının çeşitli yönleri ve öğeleri ile bunların biyoçeşitliliğin korunması ve arazi temelli iklim değişikliği, arazi bozulması ve çölleşme ile savaşım ve uyum çabaları ve önlemleri ya da politikaları açısından önemlidir; öteki iklim değişikliği ilişkili coğrafi konulara ek olarak, Coğrafyacılar tarafından da mutlaka araştırılması gereken iklim değişikliği konularının başında gelenlerdendir.
    Özetlemek gerekirse, Coğrafya iklim değişikliği ve değişkenliği ile iklim değişikliğinin etkilerinin anlaşılmasında önemli bir yere ve role sahiptir. Gerçekte, Fiziki Coğrafyacılar, Klimatoloji dalıyla uzun zamandan beri küresel ve bölgesel iklim değişikliği ve değişkenliği konularıyla, sinoptik ve dinamik klimatoloji ve istatistiksel klimatolojiye (bölgeselleştirme, zaman dizisi analizleri, iklim değişikliği sinyalleri, periyodiklik, dalgalanma ve eğilimler vb. gibi değişim biçimleri, vb.), günümüzde ise iklim değişikliği modelleri ve kestirimlerine dayalı çalışmalar yoluyla yakından ilgilenmektedir.